Kişisel Tatmin Dünyası: Sertifika Fetişi
Pandemiyle birlikte birçok şeyi 'online' yapabileceğimizi fark ettik. Bu durum genelde hayatımızı kolaylaştırırken, bazı alanlarda da içi boş bir kolaycılığa zemin hazırladı. Bunlardan biri de oturduğumuz yerden hemen bizi bir uzman (!) haline getiren sertifikaları satın alabildiğimiz yeni bir kişisel tatmin dünyasına giriş oldu.
Bir anda her tarafta uzmanlar türedi.
Hızla geçilen birkaç hazır video, göstermelik 1-2 canlı ders ve sözde bir sınavla edinilen sertifikalar ile insanlar 'işsiz ve niteliksiz olmaktan kurtulup' bir gecede adının altına unvanlar sıralamaya başladı:
'x uzmanı'
'y koçu'
'z master'
'a danışmanı' ...
Diplomalı işsizlerin yanında şimdi de adı uzman, kendisi bomboş bir "sertifikalı işsizler ordusu" türedi.
Eskiden bol emek, ciddi bir yol haritası, maddi manevi fedakarlık, zorlu sınavlar ve uzunca bir zaman gerektiren meslek ve unvanlara böyle kısa yoldan erişmenin hazzını yaşayan insanlar elbette kendini tutamadı ve "Madem bu kadar kolay ve ucuz neden hepsini almıyorum" diyerek adeta sertifika fetişisti oldu.
İnsanların bu "Nihayet ben de bir şey oluyorum bakın!" zaafını fark eden girişimciler kafe açmaktan veya otopark işletmekten vazgeçip kendilerini eğitime adayarak akademiler (!) kurmaya başladılar. Üstelik insanlara tam da istedikleri şeyi sunacak bir ticari yapı oluşturarak:
- Üniversite onaylı (Yani lise terk olsan da artık sen de sosyal medyadaki profiline 'Bilmemne Üniversitesi' yazabileceksin.)
- E-Devlet onaylı (Yani bak devlet onaylı bir uzman oluyorsun, o derece.)
- Uluslararası geçerli (Adeta bir Oxford, Harvard mezunu gibi, hadi iyisin.)
- Çok ucuz, çok kolay, hemen (Ne o öyle insanlar eğitime para ayırıyor keriz gibi, aylarca akademik eğitim, zorlu sınavlar.. Bir akıllı sensin, hadi gel!)
Buna başka bir ticari yapı daha eklendi. Madem artık hayalindeki gibi uzman bir meslek sahibisin, o zaman artık televizyona çıkıp daha da kendini göstermeye ne dersin?
O zaman sizi "Bilmemne Channel" TV kanalımızdaki "İşin Uzmanı Konuşuyor" adlı programımıza davet ediyoruz. E siz uzmansınız ya, siz konuşmayacaksınız da kim konuşacak? (Sizden sadece şu kadar ücret rica ediyoruz. Bu arada kanalımız TV platformlarında yok, sadece YouTube'dayız. Birkaç kamerayla bir stüdyo ortamı yarattık. Bir de böyle sürekli sizi pohpohlayarak hitap edecek bir sunucu koyduk. Hadi süslenip, eşe dosta haber verip gelin. İBAN veriyorum...)
Ortalığı saran tüccar akademiler, sözde uzmanlıklar, içi boş sertifikalar... Tüm bu aldatmacalar, eşe dosta karşı kendini bir süre iyi hisseden 'shortcut uzmanların' bir süre sonra hayatlarında maddi manevi değişen bir şey olmadığını fark edip hayal kırıklıkları yaşamasına sebep oldu.
Ama sadece bununla kalmadı, gerçek uzmanlara bile şüphe ile bakılmasına neden oldu. Aslında saygın bir belge olan sertifika kavramının prestijini azalttı. Gerçek eğitimlerin ve akademilerin güvenilirliğini sarstı.
Peki ne yapmak gerekiyor?
Şu gerçekleri herkesin bilmesi ve yayması gerektiğini düşünüyorum:
1- Adınızın altına birkaç tane uzmanlık yazmak veya onlarca sertifika sahibi olmak sizi gerçekten kariyer ve para sahibi yapmayacak. Çünkü hızla ve sadece sertifika almış olmak size bir yetkinlik ve beceri yüklemiyor.
İşi sertifika yapmıyor, siz yapacaksınız. Bir konuda gerçekten yetenek, bilgi, beceri ve deneyim sahibi değilseniz sertifikalar bir kağıt parçasından öteye gitmeyecek.
2- Hatta düşündüğünüz kadar havalı da olmayacaksınız. Herkes bir anda mantar gibi türeyen unvanların ucuz ve göstermelik video eğitimleriyle olduğunu biliyor.
Etrafınıza baktığınızda onlar gibi olmak istemeyeceğiniz yığınla sertifika fetişisti görebilirsiniz. Herkes görüyor. Sizi de o yığının içinde görecekler.
3- Günümüzde "herşeyolog" olmak değil, bir konuda (gerçekten) uzman olmak değerli. İnsanlar ihtiyacı olan konuda, sadece o konuya odaklanmış profesyonellerden hizmet almayı tercih ediyor. Örneğin, şehirler arası yoldasınız ve aracınızın lastiği patladı diyelim. Hemen ileride yan yana iki tabela gördünüz:
Patlayan lastiğinizi tamir etmesi için hangisine giderdiniz?
İşte insanlar da sizin gibi düşünüyor.
4- Bir konuda eğitim alıp uzmanlaşmak istiyorsanız gerçekten belli bir yetkinlik geliştirene kadar sadece o alana odaklanın. "Biraz o eğitimi aldım, şimdi bu sertifikayı alayım, aynı zamanda buna da başlayım.." tarzı bir maymun iştahlılık sizi her şeye başlayan ama hiçbir şeyin hakkını veremeyen bir ayran gönüllü yapmaktan öteye gitmez.
Önce şu anki eğitiminizi iyice sindirin. O alana kafayı takın, o işe baş koyun. Derslere tam performansla katılın, sorular sorun, o konudaki tüm kitapları okuyun, uzmanlardan mentorluk alın, bol pratik yapın... O eğitimin tam olarak hakkını verin ve o konuda yetkinlik geliştirin. Sonrasına o zaman bakarsınız.
5- Eğitim alacağınız yeri iyi seçin. Her yetkinliğin alanında uzman bir akreditasyonu var. Bunu araştırıp bulun.
Örneğin koç olmak istiyorsanız ICF onaylı eğitimlere gönül rahatlığıyla katılın. (İlgileniyorsanız bu yazıma göz atabilirsiniz: Neden ICF Onaylı Koçluk Eğitimi Almalısın?)
Hazır video eğitimlerle beceri edinilmez. Beceri, aktif katılım ve gözetimli ortamda uygulamayla edinilir. Parmaklarınız tuşlara değmeden piyano çalamazsınız, suya girmeden yüzme öğrenemezsiniz. Bu işler sadece izlemekle olmaz. Ayda bir kez onlarca kişinin doluştuğu 1-2 saatlik göstermelik canlı yayınlara değil, her anında aktif olacağınız tamamı canlı ve uygulamalı eğitim almalısınız.
6- O alanda en başarılı kişileri inceleyin. Nereden eğitim almışlar, nasıl süreçlerden geçmişler, donanımları neler? Bir de diğerlerini inceleyin. Hangisi gibi olmak istiyorsanız, onun yolundan gidin.
7- Kolaycılığa kaçmayın. İnsanların aylarca hatta belki yıllarca azimle çalışıp emek vererek elde ettiği yetkinliklere kolay, ucuz ve hemen ulaşacağınızı düşünmek sonradan sizi mağdur edecektir. Size istediğinizi ciddi, özenli, emek ve zaman gerektiren eğitimler verebilir.
Son olarak... Biraz yavaşlayın.
Belki de öncelikli olan, bugüne kadar birçok şey öğrenmiş bunca insanın, neden öğrendiklerinin yarısı kadar iyi yaşamadıkları sorusuna cevap bulmaktır.
Belki daha fazla bilgiye değil, önce eldeki bilgileri kullanmaya ihtiyaç vardır.
Not: Bir konuda uzmanlaşmanın önemini anlatan "lastik tamircisi" örneği, marka konumlandırma stratejisti sevgili Engin Tezcan'a aittir. Kendisine teşekkür ederim.
Yorumlar ()